• Siyer İlim Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 19 / Temmuz-Ağustos-Eylül 2021

Siyer İlim Tarih ve Kültür Dergisi Sayı: 19 / Temmuz-Ağustos-Eylül 2021


Kitap Özellikleri
ISBN / BARKOD
Yayıncı Siyer İlim Tarih ve Kültür Dergisi
Ürün Kodu
88N5QU41UCW
Stok Durumu
Stokta var
Banner

Paylaş :

Kıymetli dostlar!

Yavaş yavaş eski normallere dönmeye başladığımız şu günlerde yeni sayımız ile karşınızda olabilmeyi bizlere nasip eden Rabbimiz’e hamd, her zamankinden daha çok rehberliğine muhtaç olduğumuz Resûl-i Ekrem’e de salât u selam olsun…


Bu sayımızda dosya konusu olarak “Müslümanın Ötekisi Var mıdır?” sorusu üzerinden “Ben/Biz ve Öteki” meselesini çeşitli yönleriyle ele almaya çalıştık.


Malum olduğu üzere insan; atası ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den (as) günümüze, muhtemelen kıyamete kadar da devam edeceğine inandığımız bir “imtihan” süreciyle varoluşunu gerçekleştiren bir varlıktır. Bu sürecin önemli aşamalarından birisi de kuşkusuz insanın tesis etmekle yükümlü olduğu birtakım “ilişkiler”dir. Bu ilişkiler/iletişimler de kaçınılmaz olarak bazı hukukları/hakları doğal olarak gündeme getirmiştir. Bu bağlamda insanın kendisiyle, hemcinsleriyle, çevreyle (alemle) ve dahi yaratıcısıyla tesis etmek durumunda olduğu, genel olarak dört tür hukuktan/haklardan bahsedebiliriz. Dosya konusu olarak ele aldığımız “ben ve öteki” işte bu ilişkilerden birisi olan insanın hemcinsleriyle kurduğu ilişkilerinin merkez kavramlarından birini teşkil etmektedir.


Esasen “ben/biz”, ifadelerini dile getirdiğimizde kaçınılmaz olarak ortada bir “öteki ve diğerleri” hem bilinç düzeyinde hem de ontolojik bağlamda kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır. Dosya konumuzda ise meselenin şu boyutunu ele almaya çalıştık: Bu öteki ve diğerleri ile ben veya bizim ilişkilerimizdeki hukukun/hakların hikayesi nedir? Biraz daha açarsak Müslüman birey ve toplumun kendi gibi inanmayan ve yaşamayan birey ve topluma bakışı ile; öteki ve diğerlerinin Müslüman birey ve topluma bakışı aynı mıdır, farklı mıdır? Farkları varsa nelerdir ve bunun nedenleri nelerdir? Bu ve benzeri sorulara dosya yazarları değerli kalemlerin verdiği cevaplardan genel olarak şöyle bir sonuç çıkardık: Müslüman için bir öteki olsa da bir “ötekileştirme” yoktur. Yani bir dışlama ve yok sayma veya diğerleri/ötekilerinin yokluğu üzerine bir varlık inşasının Müslüman bilinçte olmayan, dahası olmaması gereken bir husus olduğunu gördük. Buna karşı başta Batı, özellikle modern dönem Batı bilinci ve uygulamalarında Müslüman birey ve toplum hep bir öteki olarak ötekileştirme uygulamalarıyla yüz yüze gelmiş; tarihte ve günümüzde birçok acı mağduriyetleri bu bakış açısı yüzünden yaşamak durumunda kalmıştır. Bununla birlikte Müslüman toplum içindeki bazı mezhepsel ayrışma ve çatışmaların da bir tür ötekileştirmenin izlerini taşıdığını üzülerek dile getirmek durumundayız. Yalnız bu durumun Kur’ân’ın temel ilkeleri ve sünnetin pratikleriyle hiçbir ilgisi olmadığının da altını çizmemiz lazım. Bu olumsuz manzaranın tarihsel süreçte gündeme gelen bir takım reel-politik durumlardan kaynaklandığını söyleyebiliriz.


Bu sayımıza verdiği röportaj ile katkı sağlayan Lütfi Sunar’a; meselenin çeşitli yönlerini farklı disiplinler açısından ele alan kıymetli kalemlerimiz; İbrahim Kalın, Kasım Küçükalp, Bilal Sambur, Muhammed Emin Yıldırım, Abdulaziz Tantik, Ahmet Mercan, Cağfer Karadaş, Bahriye Kaman, Lütfü Şeyban, Necdet Subaşı, Ömer Sabuncu, Hakan Temir, Nagihan Kocadağ, Muhammed Karadağ, Selahaddin Çakırgil, Abdulhamit Güler, Mikail Çolak’a ve genç kalemlerimizden Merve Yıldızbaş, Fatma Şeyda Selek, Zeynep Mert, Ramazan Çelik, Ravza Tarhan’a teşekkürlerimizi sunarız.


Sağlık, sıhhat ve afiyet dileklerimizle;

Yorum Yap

Not: HTML'e dönüştürülmez!
    Kötü           İyi

Benzer Ürünler